Image

''Sektör olarak hizmet kalitemizi yükseltmemiz ve sigortalılarımıza ek avantajlar sunmamız elzem bir hal aldı.''

Sigorta sektörü katma değer olarak değerlendirdiğinizde ekonomiye en büyük desteği veren sektörlerden bir tanesidir. Gerek sağlıkta gerekse iş hayatında beklenmeyen hasarların karşılanmasının yanında tasarruf ve yatırıma da katkı sağlar. Toplanan primleri biz yine finansal enstrümanlarda değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bu noktada sistemin dışına çıkış yok. Bu paralar günün sonunda yine yatırım olarak bizlere dönüş sağlıyor. Penetrasyon anlamında tabii ciddi bir büyüme kaydedilse de gidecek daha çok yolumuz var. Özellikle gündelik hayatta vatandaşlarımızın ihtiyacı olan kasko, konut, sağlık gibi önemli ürünlerde penetrasyon oranlarımız halen çok düşük kalıyor. Satış kanallarımızı geliştirmeye ve vatandaşlarımızı sigorta alanında bilinçlendirmeye devam etmemiz gerekiyor. Sigorta biraz da güven meselesidir. İnsanımız sigorta sahibi olunca gerek bordrolu çalışan, gerekse girişimci olsun atacağı adımı kendinden emin ve kafası daha rahat bir biçimde atar. Bu bağlamda ekonomik katkının ötesinde para ile ifade edilemeyecek unsurları da içerisinde barındırır.


Her şeyden önce sigortalılık bilincini artırıcı faaliyetlerde bulunmalıyız. Özünde kaderci bir toplum olduğumuzdan kendimizi insanlarımıza daha iyi anlatmamız ve sigortanın bir masraf değil bir tasarruf aracı olduğunu benimsetmemiz lazım. Sigorta aslında pahalı bir ürün değil aksine en ucuz ürünlerden bir tanesidir. Bu bağlamda sigorta penetrasyonunu artırmalıyız.

Sektör olarak hizmet kalitemizi yükseltmemiz ve sigortalılarımıza ek avantajlar sunmamız elzem bir hal aldı. Ürünlerimizde esnekliği ön plana çıkararak insanımızın tam ihtiyacı olan konularda kendilerine destek olmamız, primlerini ve hasarlarını daha iyi yönetmemiz, sigortalılığın bir lüks değil adeta bir zorunluluk olduğunu hissettirmemiz şart. Dağıtım kanalları çatışmasına değil beraber çalışılmasına ihtiyaç var. Acentelerin ve sektör çalışanlarının birlikte hareket ettiği bir sigorta ordusu yaratabilirsek, yeni iş birliği modelleriyle insanımıza maksimum faydayı sağlayabiliriz. Birlikten güç doğacağını biliyoruz. Bütün bunların yanında ülkemizin genel ekonomik yapıtaşlarının da iyice sağlamlaşması, mevcut yüksek enflasyon ortamından çıkarak daha stabil ve öngörülebilir bir yapıya kavuşmamız sektörün dünyadaki eşlenikleri ile aynı seviyeye gelmesinde hatta onları geçmesinde en önemli unsurlardan bir tanesi olacaktır. Malum her anlamda bir belirsizlik ortamından geçiyoruz. Bu belirsizlik ortamında insanımızda güven duygusu tahsis edebilirsek iyi bir başlangıç yapmış oluruz.

Dijitalleşmeyle birlikte hem şirketlerin işleyişinde hem de insanların satın alma alışkanlıklarında ciddi değişimler meydana geldi. Artık her şeyin sadece bir tık uzağında olduğumuz bu yapıda iletişim becerilerimizi mutlaka geliştirmeliyiz. Teknolojinin nimetlerinden yararlanarak insanlarımızla sanki bir tek onlar için çalışıyormuş, sadece onlara özel hizmet veriyormuş gibi tek tek ilgilenebilmeliyiz. Biz bu noktada alt yapı yatırımları ile kaslarımızı güçlendirmeye ve acentelerimizin verimini artırıcı şekilde katkı vermeye devam ediyoruz. Burada biraz önce bahsettiğim ürün esnekliği ve değişen ihtiyaçlara göre ürün geliştirme ihtiyacının önemini bir kere daha hatırlatmak isterim. Biz şirket olarak da gerek iş ortaklarımızdan gerekse sigortalılarımızdan gelen geri bildirimleri dikkatle değerlendirerek buna göre ürün konumlandırması yapıyoruz ve sektörde daha önce denenmemiş şeyleri deneyerek öncü bir duruş sergilemeye çalışıyoruz. İklim değişikliğinin getirdiği riskler, sürdürülebilirlik alanında atılacak adımlar, yapay zekânın beraberinde getirdiği iş süreçleri optimizasyonları gibi sektörümüzü direkt ilgilendiren alanlarda sürekli aksiyonlar alıyoruz ve globaldeki gelişmeleri yakalamaya çabalıyoruz. Kısaca daha yapacak daha çok işimiz var diyebilirim.