Image

''Dünya sıralamasına girebilmek için öncelikle hem sektörümüzü geleceğe hazırlamalı hem de toplumsal farkındalığımızı artırmak için etkin çalışmalar yürütmeliyiz.''

Sigortacılığın, ekonomimizde çok önemli temel bir rolü var; riski üstleniyor. Kişilerin veya işletmelerin öngöremedikleri durumları kontrol altına alarak, güven ve koruma sağlıyor. Risklerden söz ederken, elbette aklımıza ilk önce doğal afetler gelir. Son yıllarda etkilerini çokça hissettiğimiz iklim değişikliği, ülkemizi ve tüm dünyayı doğal afetlere karşı daha da savunmasız bıraktı. Sigorta sektörü, afet risklerinin azaltılması noktasında da çözümler geliştiriyor. Sigorta şirketleri doğal afetler nedeniyle oluşan maddi zararları karşılıyor, böylece devletin yükünü hafifletiyor. Sigorta ne kadar çok yaygınlaşırsa, olası bir afette bütün ülke güvenceye kavuşmuş oluyor. Sigorta sektörünün hem küçük işletmeler hem de büyük yatırımcılar için sağladığı güven ortamı, ekonomik kalkınmanın manivelası diyebiliriz. Hepimizin bildiği gibi güven varsa, ekonomik kalkınmadan ve toplumsal refahtan söz edebiliyoruz. Ayrıca, sektörümüz büyüdükçe, yarattığı istihdam da büyüyor.


Sigorta sektörü, her geçen gün daha da güçleniyor ama gidilecek çok yolumuz var. Gelişmiş ülkelere göre, ülkemizde kişi başına düşen prim, poliçe sayısı ve prim üretiminin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı oldukça düşük. Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre, sektörümüz son 5 yılda brüt prim açısından yıllık yüzde 20’lik bileşik oranla büyümüş, gayri safi yurtiçi hasıla açısından penterasyonu yüzde 2 seviyesinde kalmış durumda.. Pandemi gibi büyük bir krizi yaşamamız,  büyük bir depremi atlatmamız sigortacılığa olan ilginin artmasına neden olsa da yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki artış, artan hasar maliyetleri Türkiye sigorta sektörünü maalesef olumsuz etkiliyor. Ancak sektörümüz geçmiş yıllarda da benzer zorlu koşulları atlattı. Ben geleceğe dair oldukça umutluyum, pazar payımızın daha da artacağını düşünüyorum. Sigortacılık, ülkemiz açısından potansiyeli olan ve gelişime açık bir sektör. Dünya sıralamasına girebilmek için öncelikle hem sektörümüzü geleceğe hazırlamalı hem de toplumsal farkındalığımızı artırmak için etkin çalışmalar yürütmeliyiz. Tüm dünyada diğer sektörlerde olduğu gibi, sigortacılık sektöründe de değişim rüzgarları esiyor. Özellikle teknolojik gelişmeler, bizlere, yepyeni bir hizmet anlayışını ortaya koymamız gerektiğini söylüyor.

Teknolojinin hızını yakalayan, dijitalleşme atılımlarıyla müşteri memnuniyetini en üst noktaya çıkarabilen sektör oyuncularının ipi göğüsleyeceğini öngörüyoruz. Fibasigorta olarak, sektörün yaşadığı dönüşümü iyi analiz ediyor, buna göre stratejiler üretiyoruz. Birinci yılımızın sonunda, hedeflerimize ulaşma noktasında çok iyi bir çıkış yakaladık. “Yenilikçi, kolay, hızlı sigorta” diyerek güçlü bir iddia koyduk ve müşterilerimize verdiğimiz sözü tutabilmek için çevik atılımlarımızla yolumuza devam ediyoruz. Bugünün dünyasını tek bir sözcükle tanımlamamı isteseydiniz, “hız” yanıtını verirdim. Müşterilerimiz, 7 gün 24 saat, ihtiyaç duydukları her an, web sitemizden kendilerine özel teklifi alıp, sigorta ürünümüzü kolayca satın alabiliyor. Sigorta ürünlerine erişimi kolaylaştırmak adına gömülü sigortacılığa yoğunlaştık, bu uygulamanın Türkiye’de önde gelen temsilcilerinden biriyiz. 

Diyelim ki cep telefonu alıyorsunuz, tam o sırada Fibasigorta’nın cep telefonu sigortasını da alıp, cihazınızı, kutusunu açtığınız andan itibaren güvenle kullanmaya başlıyorsunuz. İkinci el cep telefonlarına da sigorta yapıyoruz yani telefonunuzu kullanırken de sigortalayabiliyorsunuz. Cep telefonu sigortamızın kapsamı, farkımızı ortaya koyması açısından güzel bir örnek…. Müşteri memnuniyetini odağımıza alan yaklaşımımız, ihtiyaçları en iyi şekilde anlamamızı ve sigorta deneyimini en üst seviyeye çıkarmamızı sağlıyor. Geleceğe dönük güçlü bir vizyonumuz var. Kısa sürede yakaladığımız başarıyla, ülke ekonomisine verdiğimiz destek nedeniyle de mutluyuz.