''Önleyici sigortacılık, sektörün vazgeçilmezi haline gelecek.''
2024 yılı sigorta sektörü açısından zorlu koşullarla birlikte önemli fırsatları da beraberinde getirdi. Küresel ölçekte, iklim krizi ve doğal afetlerin etkileri her zamankinden daha görünür hale geldi diyebiliriz. Sigortalı doğal afet kaynaklı hasarların 100 milyar doları aştığını görüyoruz. Bu durum, sigorta sektörünün iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha güçlü çözümler geliştirmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Türkiye özelinde ise sektör, ekonomik zorluklara rağmen büyümesini sürdürdü esasen. Türkiye Sigorta Birliği’nin son verilerine göre sektörün 2024 yılını yaklaşık 900 milyar TL aralığında bir üretimle kapatacak gibi görünüyor. Bu rakamın büyük bir kısmı, hayat dışı sigorta ürünlerine ait. Sektörün bu performansı, altyapısını güçlendirdiğini ve sigorta penetrasyonunu artırmaya hazır olduğunu gösteriyor. Ancak sektörün büyümesi yalnızca rakamsal bir artışla sınırlı olmamalı; aynı zamanda toplumun her kesimine erişebilir ve kapsayıcı çözümler sunmayı hedeflemeli de.
Önleyici sigortacılık, sektörün vazgeçilmezi haline gelecek.
2025 yılına bakarsak sektörün uzun vadeli hedeflerinden biri, Türkiye sigorta sektörünü dünya sıralamasında hak ettiği yere taşımak elbette. Türkiye, dünyada 18’inci en büyük ekonomi konumunda ancak sigorta sektörümüz şu anda 30’uncu yer alıyor. Bu farkı kapatmak ve sektörümüzü Türkiye ekonomisinin bulunduğu seviyeye getirmek için üretim kapasitesini iki katına çıkarmak elzem. Bu kapsamda Türk sigorta sektörünün odağında birkaç kritik gündem maddesinin olacağını görüyoruz. Bunların başında, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sigorta ürünlerinin çeşitlendirilmesi geliyor. Doğal afetlere karşı dayanıklılığı artıracak yenilikçi poliçeler geliştirilmesi, riskin minimize edilmesi ve sigortalılık oranlarının yükseltilmesi, sektörün öncelikli hedeflerinden biri olacak. Yani bir başka deyişle, grup şirketlerimizden Corpus Sigorta’nın da temel vizyonunu oluşturan önleyici sigortacılık, sektörün vazgeçilmezi haline gelecek.
Öte yandan kentsel dönüşüm projelerinde sigorta çözümlerinin etkin bir şekilde kullanılması, 2025 yılında önemli bir rol oynayacak. Biz de sigortalı kentsel dönüşümün öncüleri olarak belediyelerle başlattığımız çalışmaları genişletip bu konudaki farkındalığı artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca dijital dönüşümün de 2025’te sektörün en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam edeceğini öngörüyoruz.
Bunların dışında biliyorsunuz Türkiye Sigorta Birliği (TSB) de 2025-2030 yıllarını kapsayan bir strateji planı hazırlığında. Stratejinin temel odak noktaları arasında sigortalılık oranlarının artırılması, depreme karşı hazırlık, sürdürülebilirlik ve eğitim gibi kritik konular bulunuyor. Atılacak adımlarla sektörün daha kapsayıcı, yenilikçi ve toplumsal fayda sağlayan bir yapıya kavuşması hedefleniyor.
Arama Konferansı’nda belirlenen 10 yıllık yol haritası, sektörün geleceğine ışık tutuyor. Yaşlı bireyler için yaşlı bakım sigortası devreye alınacak ve yapay zeka teknolojileriyle sigorta hizmetleri daha verimli hale getirilecek. Beş farklı jenerasyona hitap eden kişiselleştirilmiş ürünlerle bireylerin özel risklerine uygun çözümler sunulacak. Sağlık sigortasında, uzun süreli ürünler ve kronik hastalıklara yönelik seçenekler geliştirilirken, erken teşhisle bireylerin yaşam kalitesi artırılacak. Tamamlayıcı emeklilik sistemi hayata geçirilip devlet destekli tamamlayıcı sağlık sigortası yaygınlaştırılarak kamunun sağlık yükü azaltılacak. İklim değişikliğine karşı tarım sigortaları etkinleştirilecek ve zorunlu sigortalarda sigortalılık oranları artırılacak. Bu strateji, sektörün toplumsal ve ekonomik katkılarını güçlendirmeyi hedefliyor.
2025, Maher Holding Sigorta Grubu olarak rekabetçi ve öncü olduğumuz alanları daha da güçlendireceğimiz bir yıl olacak. Quick Finansall adını verdiğimiz finansal market ekosistemimiz, çok büyük oranda yapılanmasını tamamladı. Artık 2025’te kurduğumuz bu yapıyı derinleştirmeye odaklanacağız ve sigorta grubumuzun öncü rol üstleneceği en önemli alanlardan biri, sigortalı kentsel dönüşüm anlayışının yaygınlaştırılması olacak. Türkiye, coğrafi yapısı gereği yüksek deprem riski altında bulunan bir ülke ve nüfusumuzun yüzde 98’i bu riskle karşı karşıya. Depremlerin ardından ortaya çıkan can ve mal kayıplarının önlenmesi için kentsel dönüşümün güvenli, hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirilmesi şart. Ancak geçmişte yaşanan deneyimler, bu sürecin mal sahipleri için büyük bir endişe kaynağı olduğunu gösteriyor. Yarım kalan projeler, teslim edilemeyen konutlar ve şeffaf olmayan süreçler, hak sahiplerinin kentsel dönüşüme güvenini sarsmış durumda.
Türkiye’nin sorunu kentsel dönüşüm, kentsel dönüşümün sigortacısı Quick Sigorta...
Bina tamamlama sigortası, kentsel dönüşüm projelerinin eksiksiz ve güvenli bir şekilde tamamlanmasını sağlayan en kritik araçlardan biri. Quick Sigorta olarak bina tamamlama sigortası ürünümüzle bu alandaki belirsizliklere son vermeyi hedefliyoruz. Bu sigorta türüyle projeler, finansal, teknik ve hukuki açılardan detaylı bir şekilde denetleniyor ve garanti altına alınıyor. Sigortalı kentsel dönüşüm sayesinde mal sahipleri, inşaatın tamamlanacağına ve mülklerine eksiksiz bir şekilde kavuşacaklarına dair tam bir güvenceye sahip oluyor.
Biz de bu süreçte sadece bir sigorta sağlayıcısı değil, aynı zamanda bir çözüm ortağı olarak hareket ediyoruz. Mal sahipleri, müteahhit seçimi, projelerin teknik ve mali analizleri, hukuki sözleşmeler ve tüm danışmanlık süreçleri gibi karmaşık detaylarla uğraşmak zorunda kalmıyor. Quick Sigorta, bu süreçlerin tamamını üstlenerek teslim garantili kentsel dönüşüm paketleri sunuyor. Bu kapsamlı hizmet yaklaşımı, kentsel dönüşüm projelerinde güveni artırıyor ve dönüşüm süreçlerini hızlandırıyor. Bunun yanı sıra, bina tamamlama sigortası ile birlikte mesleki sorumluluk sigortası ve yapı sorumluluk sigortası gibi ek ürünlerle inşaat sektöründeki güvenliği ve kaliteyi daha da yukarı taşımayı hedefliyoruz. Bu ürünler müteahhitler, mühendisler ve diğer profesyonellerin sorumluluklarını yerine getirmelerini teşvik ederken, projenin her aşamasında şeffaflık ve denetimi sağlıyor. Kalan ufak tefek mevzuatla ilgili engelleri de aşarsak sigortalı kentsel dönüşümün başta İstanbul olmak üzere şehirlerimize yayılacağına dair inancımıza tam.
Bunun dışında Quick Sigorta olarak oto branşında dikey büyümek öncelikli yeni yıl hedeflerimizden biri. Burada da aslında ekosistemimizin gücünden faydalanacağız. Örneğin kasko ürünümüzü QCAR Mobilite üzerinden ikame araç ile olduğundan çok daha güçlü hale getirdik. Üstelik sigorta acentelerimizi de bu ekosistemin bir parçası haline getirdiğimiz için süreçlerimizi daha temiz ve hızlı çalışır hale getirdik. Bu yönümüzü güçlendirerek büyüteceğiz.
Corpus Sigorta tarafında ise sigorta ürünlerimizle nakliyeden havacılığa, turizmden inşaata kadar birçok sektördeki riskleri azaltmaya yönelik çözümler sunuyoruz. Amacımız hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimizin risklerini en aza indirmek. Özellikle sorumluluk ve nakliyat branşlarında öncüyüz çünkü güçlü reasürans yapımız sayesinde rakiplerimizden ayrışıyoruz. İlk dokuz ayda toplam prim üretiminde 4,6 milyar TL seviyesine ulaşarak, bir önceki yıla göre yüzde 18 artış kaydettik. Özellikle oto dışı branşlarda, yangın, nakliyat ve sorumluluk sigortalarındaki yatırımlarımızla rekabetçi bir konumdayız. 2024’te oto dışı branşlarda yüzde 95 büyüme kaydetmiş olmamız, bu alanlardaki stratejilerimizin başarısını ortaya koyuyor. 2025’te özellikle risk skorlama üzerine yaptığımız yatırımları tamamlayarak sektöre daha etkili çözümler sunmayı planlıyoruz. Ayrıca katastrofik riskler ve koruma açığı gibi kritik alanlarda farkındalığı artırmak da öncelikli hedeflerimiz arasında. Ürün çeşitliliğiyle bölgesel risklere özel çözümler sunarak bireyleri ve kurumları daha geniş kapsamda güvence altına almayı sürdüreceğiz.
Dijitalleşme de 2025 hedeflerimizin bir diğer önemli ayağı. Quick Sigorta olarak dijital altyapımızı güçlendirmeye, dijital çözümlerimizi genişletmeye ve dijital odaklı yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Öte yandan sürdürülebilirlik de 2025 yılında bizi tanımlayacak bir diğer ana başlık olacak. İklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye yönelik ürün ve hizmetler geliştirerek, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) standartlarını iş süreçlerimize entegre edeceğiz. Özellikle iklim krizine karşı dayanıklılığı artıracak çözümler sunmak, toplumsal sorumluluğumuzun bir parçası olmaya devam edecek.
Dijital bizim DNA’mızda var, dijitalleşen değil dijital doğan bir şirketiz.
Sigorta sektöründe dijital dönüşüm, hizmetlerin hızlanması, şeffaflaşması ve müşteri odaklılığın artırılması adına artık bir gereklilik haline gelmiş durumda. Quick Sigorta olarak dijitalleşmeyi sadece teknolojik bir yenilik değil, müşteri deneyimini mükemmelleştiren ve iş süreçlerini optimize eden stratejik bir öncelik olarak görüyoruz.
Müşteri deneyimi açısından temel hedefimiz, hızlı, erişilebilir ve kişiselleştirilmiş çözümler sunmak. Dijital altyapımızı bu hedef doğrultusunda sürekli olarak geliştiriyoruz. Örneğin, poliçe işlemleri, hasar bildirimleri ve ödeme süreçlerini tamamen dijital platformlar üzerinden yönetiyoruz. Mobil uygulamalarımız ve online hizmet kanallarımız, müşterilerimizin ihtiyaçlarına 7/24 cevap verebilecek şekilde yapılandırıldı. Özellikle genç nesil, kendi poliçesini hızlı bir şekilde oluşturabilmek için bu kanalları tercih ediyor. Ancak online platformların üretimi, diğer kanallarımıza kıyasla hala yüzde 1'in altında. Bu durum, sigorta sektöründe dijitalleşmenin ilerlemesi kadar, insan odaklı hizmetin önemini de bir kez daha ortaya koyuyor.
Şunu belirtmeden geçmeyeyim; her ne kadar dijital bir sigorta şirketi olarak yola çıksak da bizim için saha da çok önemli oldu hep. Bu noktada acentelerimiz, dijitalleşmenin sunduğu tüm olanakları kullanırken aynı zamanda tüketiciye birebir temas etmeye devam ediyor. Sigortalılar için acenteler sadece poliçe hazırlayan değil, bilgi ve rehberlik sunan, hatta finansal sırdaşı olabilen güvenilir bir kanal. Bu bağlamda müşteri memnuniyeti açısından acentelerimizin de dijitalleşmeye ayak uydurması ama bu sıcak teması kaybetmemesi için özellikle çalışıyoruz. Sigortacılığın dijital evriminde acentelerin bir dağıtım kanalı olarak varlığını güçlendirerek sürdürebilmesi için “Agent değil Acente” projesini hayata geçirmiştik. Şimdide de bu çıktığımız yola Quick Finansall ile devam ediyoruz.
Hem geleceğin teknolojilerine yatırım yapıyor hem de bu teknolojileri bugünden tanıyarak ürün ve hizmetlerimize nasıl entegre edebileceğimizi planlıyoruz.
2025 yılı itibarıyla bu teknolojilere yaptığımız yatırımları artırarak, müşteri taleplerini proaktif bir şekilde karşılayacak yeni nesil çözümler geliştireceğiz. Geçtiğimiz yıl Adastec şirketinin otonom araçlarına yatırım yaparken de aynı vizyonla hareket ettik. Alpine Space Ventures’ın uzay çalışmaları, Agrio’nun sürdürülebilir tarım çalışmaları ve Capoom’un 3D modelleme çalışmaları da diğer yatırımlarda öne çıkanlar. Hem geleceğin teknolojilerine yatırım yapıyor hem de bu teknolojileri bugünden tanıyarak ürün ve hizmetlerimize nasıl entegre edebileceğimizi planlıyoruz. Örneğin, otonom araçların sigorta ihtiyaçlarını anlamak, kasko ürünlerimizi bu gelişmelere göre nasıl yenilememiz gerektiği konusunda bize önemli bilgiler sağlıyor.
İş süreçlerinde ise dijitalleşme, operasyonel verimliliğimizi artırmanın yanı sıra daha sürdürülebilir bir yapı oluşturmayı hedefliyor. Robotik süreç otomasyonu (RPA) ve yapay zeka destekli sistemlerle rutin iş süreçlerini otomatikleştirmeye başladık. Bu sistemler sayesinde, insan hatasını minimize ediyor, süreçleri hızlandırıyor ve operasyonel maliyetleri düşürüyoruz. Corpus Sigorta tarafında da benzer bir bakış açısına sahibiz, kendi geliştirdiğimiz Dijital Asistan COR-BEE ile operasyonel süreçlerde insan müdahalesini azaltarak iş süreçlerimizi daha kolay ve pürüzsüz hale getirmeyi başardık. Tüm bu çalışmalarda kendi yazılımlarımızı ve teknolojilerimizi geliştirirken bir yandan da paydaşlarla teknoloji ve inovasyon yaratmaya devam ediyoruz. Bu anlamda insurtech ve fintech’lere çok değer veriyoruz. Holdingimizin bünyesinde yer alan ve “Qport”, “Agent değil Acente” gibi teknolojilerimizi geliştiren Valde bir insurtech olarak başlamıştı mesela.