Image

''Elektrikli araçlarda, özellikle bataryanın maliyeti ve ömrü, şarj edilme şekli, aksesuarları gibi unsurlar, sigorta poliçelerinin içeriğinin hazırlanmasını etkiliyor.''

2023 yılının elektrikli araçlar için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Yaşanan gelişmeler, elektrikli araç teknolojilerindeki gelişimin hem dünyada hem de Türkiye’de araç satışlarını desteklediğini ve pazarın önümüzdeki yıllardaki gelişimi için olumlu sinyaller verdiğini gösteriyor. 2022 yılında elektrikli araçlarda yaşanan artış sonucunda, satışlar 10 milyonu aştı. Satılan tüm yeni araçların %14’ü elektrikliydi. Çin, küresel elektrikli otomobil satışlarının %60’ını oluşturarak lider oldu. Aynı dönemde, en büyük ikinci pazar olan Avrupa’da satılan her otomobilin %20’sinden fazlası elektrikliydi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) elektrikli otomobil satışları %55 artış gösterdi ve elektrikli araçlar, pazarda %8’lik paya ulaştı.


Türkiye otomobil pazarında elektrikli otomobil satışları, 2023 yılını büyük bir yükselişle tamamladı. Satışları bir önceki yıla göre yüzde 844'lük artış gösteren elektrikli otomobillerde 2023 yılı toplamında 72 bin 179 adet satış gerçekleştirildi. 2022 yılında sadece 7 bin 733 adet elektrikli otomobil satılmıştı.

Avrupa Birliği (AB), Fit for 55 paketinde belirtilen 2030 hedefleriyle uyumlu otomobiller ve kamyonetler için yeni CO2 standartlarını benimsiyor. ABD’de Enflasyon Azaltma Yasası’nın (IRA), ulusal hedefle uyumlu olarak 2030’da elektrikli otomobiller için %50’lik bir pazar payı sağlaması bekleniyor.  Bu bilgiler, elektrikli otomobil pazarının, Batı’dan Doğu’ya, giderek daha rekabetçi bir hâl aldığını kanıtlıyor. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerin katılımıyla, pazara daha uygun fiyatlı modeller sunuluyor. 2022-2023 döneminde yapılan duyurular –tamamen elektrikli filolar, daha ucuz arabalar, daha fazla yatırım ve pil yapımı ve kritik minerallerle dikey entegrasyon vb.– bu rekabeti daha da artırıyor. Elektrikli araç piyasasına paralel olarak, tüketici tercihlerinin de bu süreçte dönüştüğünü belirtmek gerek.  Yapılan araştırmalarda, araç satın almayı hedefleyenlerin %55’inin gelecek 2 yıl içinde tamamen elektrikli veya hibrit bir araç almayı planladığını ortaya koyuyor. Artan yakıt maliyetleri ve çevresel endişeler nedeniyle elektrikli araçlara olan ilgi gün geçtikçe artıyor. Son zamanlarda hükümet teşviklerindeki artışın da etkisinin büyük olduğu belirtiliyor. 2023 yılının mevcut verileri, 2022’ye kıyasla hem dünyada hem de Türkiye’de satış rakamlarında kayda değer artışlar olduğunu göstermekte.

Tüm bunlar ışığında, talep ve güven yüksek iken otomobil üreticilerinin tüketicilerinin endişelerini gidermeye başlaması gerektiği ifade ediliyor. Bu noktada, öne çıkan başlık ise şarj altyapısının geliştirilmesi. Türkiye’de de tüketici motivasyonunun hâlâ şarj sorunu nedeniyle baskılandığı ifade edilmekte. Enerji şirketleri, üreticiler ve hükümetler arasında bu konuyla ilgili olarak, girilecek iş birliklerine dikkat çekiliyor.

Biz Doğa Sigorta olarak, teknoloji ve dijitalleşmeye odaklı yapımızla elektrikli ve hibrit araçlara yönelik çalışmalarımıza 2021 yılında Doğa’l Kasko ürünümüzle başladık. 2023 yılında ise Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg ile bize gurur veren bir iş birliğine imza attık. Togg T10X kullanıcılarının akıllı cihazlarına özel olarak hazırladığımız ayrıcalıklı bir Kasko sigortası geliştirdik. Bu ürün, Doğa Sigorta olarak gelişmiş sigorta hizmet ve çözümlerimizin çağdaş bir yansıması olarak Togg T10X kullanıcılarına özel kapsamla, kaliteli hizmet güvencesi ve ayrıcalıklı teminatlarla tasarlandı.

Sektör açısından bir değerlendirme yaparsak da elektrikli araçlarda, özellikle bataryanın maliyeti ve ömrü, şarj edilme şekli, aksesuarları gibi unsurlar, sigorta poliçelerinin içeriğinin hazırlanmasını etkiliyor. Standart kasko poliçelerinden farklı teminat türlerine ve şartlara sahip ürünleri müşterilerimize sunuyoruz. Pilin eskime, kapasitesinin azalması ve amortismanı, pilin araçtan bağımsız hasar görmesi, hatalı şarj ve yetkisiz servis bakımları için özel şartlar belirtilmesinin yanı sıra bu araçların özel şartlarda çekilmesi, kaza halinde patlamaması için deşarj yardımı, pilin bitmesi sebebiyle yolda kalma durumunda çekim hizmet kısıtları gibi alanlarda belirlenecek koşulların da poliçede yer alması gerekiyor. Yetkili servis ağı olan ve onarım yeteneği bulunan markaların elektrikli araçlarının kaskolarını yapmayı tercih edebiliyoruz.

Elektrikli araç poliçesi için şirketlerin yetkili acentelerinden teklif alınması ve elektrikli araç ile ilgili özel şartlar hakkında acentelerden detaylı bilgi istenmesi ve dikkat edilmesi bu noktada önemli. Özellikle asistans hizmet şartlarının araçların yolda kalma koşulları açısından değerlendirilmesi öneriliyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması sigorta sektöründeki klasik yaklaşımları da değiştirecektir. Araç sigorta bedellerinin hesaplanması ve hasar maliyetlerinin planlanması konusunda çok farklı yaklaşımlar içinde bulunulması gerekecek. Sigorta sektörünün fiyatlama konusunda daha detaylı araştırma yapması önemlidir. Klasik yaklaşımla halkın elektrikli araç sigortaları konusundaki ihtiyacına tam olarak cevap verebilmeleri zor olur. Otomotivdeki teknolojik gelişmeleri yakından takip edip, bu yönde ürünler geliştirmek gerekecek. 29 Kasım tarihli bazı elektrikli araçların ithaline ilişkin İthalat Rejimi Kararına dayanılarak hazırlanmış Ticaret Bakanlığı tebliğinde Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmış ülkeler menşeli olmayan tam elektrikli otomobilleri Türkiye’ye getiren markalar ve piyasada olan fakat gerekli teşkilatı tamamlamamış distribütörlerden TS 12047 ve TSE K 646 standartlarında 7 bölgede 20 ayrı servis ve 40 personeli olan bir çağrı merkezini kurmaları istenmişti. 2024 yılının başından itibaren bu usule uymayan ve çalışanlarında da TSE veya mesleki yeterlilik belgelerini tamamlamamış olanlara araç ithal izni verilmeyecekti.

Bu değişikliğin tüketiciyi korumaya yönelik çok olumlu bir adım. Ancak sektör için tanınan sürenin aşırı sınırlı olması, markaları telaşa düşürmüş gibi görünüyor. Ortalama bir hesap yaptığımızda yaklaşık 500 servis noktasını ve binlerce çalışanı ilgilendiren bu değişikliğe uyum sağlayabilecek herhangi bir ithalatçı yok, diyebiliriz.