Devlet katkısı BES’ten caymaların önündeki en önemli set olmayı sürdürüyor
Devlet katkısı BES’ten caymaların önündeki en önemli set olmayı sürdürüyor

Devlet katkısı BES’ten caymaların önündeki en önemli set olmayı sürdürüyor

Bireylere, mevcut sosyal güvenliğe ek olarak refah bir emeklilik sağlamak amacıyla 2003 yılında hayata geçirilen Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 15. yılında. Sistem, katılımcılarına önemli bir birikim avantajı ve %25 devlet katkısı imkanı ile geleceği daha sağlam bir güvence altına alma fırsatı sunuyor. Ancak tüm bu artılara rağmen BES, emeklilik sistemleri ile ilgili toplumsal bilincin yeterli düzeye ulaşmaması ve sistemle ilgili yanlış bilinen bazı noktalar nedeni ile beklenen ilgiyi göremiyor. 2016 sonu itibarı ile sistemdeki sözleşmelerin ortalama kıdemi 3,4 yıl seviyelerinde seyrediyor.

Bireysel emeklilikte birikimler ve fon tutarları hızla yükselse de cayma oranları da beklenen seviyelerin üzerinde seyretmeye devam ediyor. BES’ten sistemden çıkış oranlarının ortalama %12 seviyelerinde seyrettiği biliniyor. Geçtiğimiz Nisan ayı itibarıyla 71 milyar TL fon tutarına ulaşan BES, 7 milyon katılımcı sayısına ulaşmış bulunuyor. 25 yaş altı katılımcı oranı %5,56 seviyesinde kalırken, en yüksek katılımcı sayısına sahip yaş grubu %33,79’luk katılım oranı ile 35-44 yaş grubu olarak görülüyor. En fazla katılımcı oranı %28’lik katılımcı seviyesine sahip olan İstanbul’da iken, sıralama Ankara, İzmir ve Antalya olarak devam ediyor. Katılımcıların %86’sı üniversite ve üzeri bir eğitim seviyesine sahipken, lise ve dengi eğitim seviyesine sahip katılımcı oranı %6 seviyesinde. 2016 yılında 6,6 milyon olan katılımcı sayısı, 2017 yılında 6,9 milyona ulaştı. Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ise aynı süreçte 3,4 milyon kişilik katılımcı sayısına ulaştı. BES 14 yılda 6,9 milyon katılımcıya ulaşırken, otomatik katılımda bir yılda 3,4 milyonluk katılımcı oranı ile hızlı bir büyüme sergiledi ancak bu durumun gönüllü bireysel emeklilik tarafında bir miktar olumsuz etki yarattığı görülüyor.

KPMG’nin yayınladığı ve BES gelişiminin irdelendiği 5 Şubat 2018 tarihli raporda bireysel emekliliğin Türkiye’deki ilerleyişi ile ilgili önemli noktalara vurgu yapılıyor. Rapora göre 2016 sonu itibarı ile sistemdeki sözleşmelerin ortalama kıdemi 3,4 yıl. Ekonomik koşullara paralel olarak bireylerin sistemden erken çıkma veya ödemeye ara verme gibi eğilimleri nedeniyle BES şirketleri karlılık sorunu yaşıyor. KPMG, Türkiye’de BES’in en önemli probleminin insanların sistemde yıllarca kalmayı planlamadan girmeleri ve erken ayrılmaları olduğunu vurguluyor. Devlet desteğinin çok önemli bir nokta olduğunun da belirtildiği raporda, erken ayrılmaların hem katılımcılar hem de emeklilik şirketleri için bir kaybına neden olduğu belirtiliyor.

Devlet katkısı uygulaması ile BES’te ülkemizde artışa geçmiş görünen katılımcı sayısı ve katkı payı tutarlarının gelişen piyasalar da göz önüne alındığında gelecekte de artması bekleniyor. Yaşanan bu sorunlar nedeniyle sisteme olan devlet desteğinin önemi giderek artırıyor. 2017 yılında uygulanmaya başlayan Otomatik Katılım Sistemi’nin de emeklilik fonları piyasasını daha da tabana yayması ve rakamsal büyümeler ile beraber herkesin farkındalığının artmasına imkan verebilmesi bekleniyor.

BES’teki cayma oranlarının azalması için yapılabilecek bazı yeniliklerden de bahsetmek mümkün. Sisteme duyulan güvenin artması için çalışmalar yürütmek, emeklilik fonlarının performansını arttırmak, sağlanan teşvikleri kamuoyuna iyi anlatmak, katılımcıları sürekli ve doğru olarak bilgilendirmek, tasarruf sistemi için farkındalığı arttırmak bunlardan bazıları. Emeklilik hakkını kullanmak isteyen katılımcılara Yıllık Gelir Sigortası sunmak ve emeklilik şirketlerinin operasyonel ve finansal risklerini minimize etmesi de sayılabilecek yapılandırmalar içinde yer alıyor.

Rabia Kübra Kanun