Image

“Türkiye’nin 18 yaş altı nüfusunun yüzde 5’ine bile ulaştığımızda 1 milyon katılımcıyı aşıyor olacağız”

Öncelikle erken yaşta tasarrufa başlanmasının önemini vurgulamak isterim. 18 yaş altı bireylerin bireysel emekliliğe dahil edilmesi ile hem erken yaşta tasarrufa başlanmış hem de çok daha uzun süre devlet katkısından yararlanılmış olunacak. Benim görüşüm 18 yaş altının sisteme dahil edilmesi önemli bir iyileştirme olacağı yönünde. Çünkü biliyoruz ki, bireyler sisteme ne kadar erken yaşta girerlerse, toplumdaki refah düzeyi de aynı oranda artacak ve ülkemiz ekonomisine olumlu katkılar sağlayacak. Aynı zamanda bunun, sistemin algısını değiştirecek ve erken yaşta birikim yapmanın önemini ortaya koyacak ve farkındalığını artıracak bir gelişme olduğu kanaatindeyim.


Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 2016 yılı gelişim raporuna göre, bireysel emekliliğe dahil olan nüfusun yaş ortalaması 39,4 iken, toplam fon büyüklüğü ağırlıklı bireysel emeklilik yaş ortalaması 45,5 olarak gerçekleşti. Ekim 2017 itibariyle sistemdeki katılımcıların yaş dağılımına baktığımızda ise beklendiği üzere, 18-25 arası katılımcıların yüzde 5’ini, 25-34 yaş arası katılımcıların yüzde 28’ini, 35-44 yaş arası katılımcıların yüzde 34’ünü, 45-55 yaş arası katılımcıların yüzde 23’ünü, 56 yaş üzeri katılımcıların ise yüzde 8’ini oluşturduğunu görüyoruz. Rakamları değerlendirdiğimizde, katılımcıların ağırlıklı olarak aktif çalışma döneminde oldukları ve gelir düzeylerinin artış seyrinde olduğu 25-45 yaş aralığında daha fazla birikim yapma eğiliminde olduğunu görüyoruz. EGM’nin 2016 gelişim raporu kapsamında yaptığı bir diğer analizde de yaşa paralel olarak katkı payının arttığı görülüyor. Ancak bunun temel nedeninin gelirdeki artış olduğunu söyleyebiliriz.

Sistemin geleceği açısından bizlere düşen en önemli görevlerden biri, aktif çalışma hayatına yeni adım atmış ancak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne katılımı düşük olan 18-25 yaş aralığındaki katılımcıları, emeklilik dönemine yönelik tasarrufun önemi konusunda daha fazla bilgilendirerek bilinçlenmelerini sağlamak. Bunun dışında sistemin amacının, emeklilik dönemlerindeki hayat standartlarını koruyabilecek bir birikime sahip olmak olduğunun altı çizilmeli. Uzun vadeli bireysel emeklilik yatırımlarını risk algılarına ve emeklilik beklentilerine paralel fon dağılımlarında değerlendirmeleri gerektiğini de vurguluyor olmalıyız çünkü bugüne kadar deneyimlenen şudur ki, katılımcılar sistemin işleyişi ve avantajları hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıklarında sisteme girmekte çekimser davranabilmekteler. 18 yaş altı bireylerin sisteme dahil edilmesini genellikle ebeveynleri sağlayacağı için çocuklar ve gençler kadar anne babalarına yönelik bilgilendirmenin sağlanması önemli olacak ve katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin 18 yaş altı nüfusunun yüzde 5’ine bile ulaştığımızda 1 milyon katılımcıyı aşıyor olacağız ama en önemlisi Türkiye’nin geleceğini oluşturacak gençlerimiz ve çocuklarımızla bireysel emekliliği tanıştıracak olmamızdır.

Allianz Türkiye olarak şimdiden, 18 yaş altı bireylere ulaşabilmek ve sistemin faydasını anlatabilmek için satış kanallarımızla birlikte ortak çalışmalar yapmaya başladık. Hepimizin bildiği gibi yeni neslin algısı, beklentileri, öncelikleri çok daha farklı. Dijital bir çağda yaşıyoruz. Dijitalleşen, daha fazla araştırma yapan, bilgiye hızla ulaşan, daha çok bilgi sahibi ve daha hızlı ve her noktadan hizmet almak isteyen bir yeni nesil şimdiden ekonominin ana eksenindeki yerini aldı. Dolayısı ile yaptığımız çalışmalar bu hedef kitleye hitap edebilecek ve onların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde olacak. Teknolojiye adapte olmaya çalışan bir önceki nesle de hızlı hizmet ulaştırmak için dijitalleşmeyi kullanmaya devam ediyoruz. Geleceğin yarınlarını oluşturacak gençlerimize tasarruf bilincini aşılamak ve artan ortalama yaşam sürelerine paralel olarak birikimlerini planlamak adına bizlerle birlikte ailelere de görev düşüyor. Bu kapsamda çalışmalarımızda gençlerimizle birlikte, aileleri de düşünüyoruz.