Image

“Bütünleşik güvence paketi ile BES’i eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli koruma veya risk ürünleriyle entegre ederek uygun maliyet ve devlet desteği ile vatandaşın hizmetine sunulması hedefleniyor”

BES ile ilgili açıklanan yenilikler, aslında uzun zamandır sektörümüzün beklediği gelişmelerdi. Özellikle BES’te 18 yaş sınırının kalkması, son yıllarda üzerinde konuşulan bir konuydu. 18 yaş sınırının kalkmasıyla yaklaşık 23 milyon gencimizin sisteme dâhil olmasının önü açıldı. Elbette 23 milyon gencin tümü BES’e katılmayacaktır, ama ciddi sayıda yeni katılımcımız olacaktır.


Hem bireysel tasarrufların artması hem de sistemin gelişimi açısından yeni katılımcıların sisteme dâhil olmasını son derece olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Şimdiye kadar çocuklarının geleceği için tasarrufta bulunmak isteyen ebeveynler ya da aile büyükleri kendi adlarına BES katılımcısı oluyordu. Şimdi arzu eden tüm anne-babalar çocuklarını çok erken yaşta BES’e dâhil edebilecek ve çocuklarının birikim yapmalarını sağlayabilecek. Üstelik BES’teki %25 devlet katkısı 18 yaş altı katılımcılar için de geçerli olacak. Gençler erken yaşta sisteme dâhil olup küçük meblağlar ile uzun vadede tasarruf hedeflerine ulaşabilirken sistemdeki katılımcı sayısı da artacak.

Bizler sektör temsilcileri olarak tasarruf bilincinin toplumumuzda yerleşmesi için uzun yıllardır pek çok çalışma yapıyoruz. 18 yaş sınırının kalkması, erken yaşta tasarruf bilincinin oluşması ve özellikle Z kuşağına tasarruf bilincinin aşılanması açısından doğru ve zamanında bir girişim olacak diyebiliriz.

Tüm dünyada geçerli olan anlayış çerçevesinde; BES ile temelde bireysel tasarrufların artırılması hedeflenirken hayat sigortaları ve ferdi kaza sigortaları ile hayatın kötü sürprizleri ile karşılaşılması durumunda sevdiklerimizin finansal güvence altına alınması, mevcut hayat standartlarının devamının sağlanması esas alınıyor.

Bütünleşik güvence paketi ile BES’i eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli koruma veya risk ürünleriyle entegre ederek uygun maliyet ve devlet desteği ile vatandaşın hizmetine sunulması hedefleniyor. Elbette burada dikkat edilmesi gereken hususlar olacaktır. Örneğin, BES'in ve hayat sigortasının birlikte bir paket olarak sunulması durumunda vergi teşviki için uygun bir model oluşturulması, birikimli hayat ürünlerine etkisinin nasıl olacağının analiz edilmesi, ürünlerin esnek olması ve müşteri ihtiyacına göre belirlenmesi, müşteriye ilave bir maliyet yaratılmaması, aile de düşünülerek hane geliri ile entegre olması gibi… Bu paketle uzun süreli bakım hizmetlerinin karşılanmasına kapı açılması da sağlanabilir.

Bütünleşik güvence paketi, şüphesiz en doğru yöntem belirlenerek hem bireylerin hem sektörümüzün hem de ülkemizin faydasına olacak şekilde uygulamaya geçilecektir. Vatandaşa en büyük avantajlarından biri BES, sağlık ve hayat sigortalarının ayrı ayrı poliçeler yerine hepsinin bir arada olduğu tek pakette, tek poliçede toplanması olacaktır. Öte yandan tek paket olacağı için daha avantajlı ödeme planları ile tanışmamız da muhtemel.

 

Ülkemizde tasarrufların artması, tasarruf alışkanlığının kazanılması çok büyük önem taşıyor. Devletimiz, bireysel emekliliğin gelişmesi için belirli aralıklarla son derece yerinde kararlar alıp uygulamaya koyuyor. Bunun en güzel örneğine %25 devlet katkısı ile hep beraber şahit olduk. Ardından otomatik katılım kararı ile birçok çalışan işveren ve sigorta şirketleri tarafından zahmetsizce sisteme dâhil edildi ve yine sistemde bir ivmelenme yakalanmış oldu.

Tüm bu gelişmeler sistemin büyümesi anlamında son derece olumlu etkiler yarattı. Bugün geldiğimiz noktada BES’te 18 yaş sınırının kalkması; BES’in eğitim, sağlık ve hayat sigortaları ile entegre edilmesi; sandık, vakıf, dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin BES’e aktarımına imkan verilmesi, sistemi büyütürken ülkece tasarruflarımızın artmasına olanak sağlayacaktır. 18 yaş sınırının kalkması gençlerimizde erken yaşta tasarruf bilincinin oluşması anlamında olumlu yönde etki edecektir. Tasarruf açığı nedeniyle genelde cari açık veren ekonomimiz açısından da yurtiçi tasarrufların büyümesi, yatırım için dış borç alma ihtiyacını düşürecektir. Diğer taraftan son gelişmelerle sermaye piyasalarımız derinlik kazanacak, finansal dalgalanmalara karşı daha korumalı hale geleceğiz.

Özellikle BES dışındaki vakıf, sandık, dernek ve benzeri kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin 2023 sonuna kadar BES’e aktarımına imkân verilecek olması yüksek fon getirilerinden çok daha geniş bir kesimin yararlanmasının önünü açması ve bu fonların daha profesyonelce yönetilmesi açısından son derece kıymetli bir karar diyebiliriz.