Sürdürülebilir sigortacılık gerçekten mümkün mü?
Sürdürülebilir sigortacılık gerçekten mümkün mü?

Sürdürülebilir sigortacılık gerçekten mümkün mü?

Sürdürülebilirlik kavramı, son yıllarda karşımıza sıkça çıkan ve tüm sektörler için gündeme oturmuş bir başlık. Yarınları güvence altına almayı hedefleyen sigortacılık gibi bir sektör için de sürdürülebilirlik kavramının büyük önem taşıdığı aşikâr. Bugün olduğu gibi gelecekte de aynı imkân, koşul ve şartlarla yaşamın devam etmesini hedefleyen ve iş biçimlerini de buna uyarlamak isteyen şirketler, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir sigortacılık adına adımlar atmak için projelerini sürdürüyor

Modern dünya, sınırsız bir üretim ve hızlı tüketim mantığı ile kurgulanmış durumda. Bu sistem, insanlar sahip oldukları tüm kaynakları hızlıca tüketmeye ve de bağlantılı olarak israfa sürüklüyor. Özellikle sosyal medya ve yeni dünya düzeni ile akıllarda yaratılan “sahte ihtiyaç” algısı bu kısır döngüyü besler nitelikte. Yarın yokmuş ve sahip olduğumuz dünyadan başka yaşanabilecek bir dünya varmış algısı ile hareket eden topluluklar da bu eylemleriyle ‘sürdürülebilirlik’ kavramını riske atan bir role sahip. Bu noktada bir de ‘Sürdürülebilirlik ne değildir?’ sorusunu yanıtlamamız gerek. En genel yanlış kanı sürdürülebilirliği sadece ekoloji ile tanımlamak. Oysa sürdürülebilirlik kalıcı refahı tesis etmek için her şeyin bir arada düşünülmesi gerektiğini kabul eden bütünsel bir yaklaşım.

Bambu bitkisi ve sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik kavramı, ulusal raporlarda bambu bitkisi ile özdeşleştirilir. İlk yıllarında bambu zamanının çoğunu toprak erozyonunu önleyen, toprağı temizleyen ve etkin su sınırı çizgileri oluşturan yoğun ağımsı kök sistemlerini geliştirmeye adar. Daha sonra büyümeye başlar. Bambu genel olarak en hızlı büyüyen bitki olarak değerlendirilir- günde bir metre yükselebilir. Göz alıcı hızlı büyümesi nedeniyle bambu çıplaklaşmış arazileri süratle yeşillendirebilir. Bambu yenilenebilir bir kaynaktır, tıpkı güneş, rüzgâr ve su gücü gibi. Büyümenin, dayanıklılığın ve çok yönlülüğün simgesi olup sürdürülebilirliğin parlayan bir örneğidir. Birçok bambu türü yıllar boyunca ortak bir niteliği paylaşmaktadır – hepsi de yeşil kalmaktadır. İşte bu nedenle sürdürülebilirlik kavramı ile bambu bitkisi arasında ilişki kurulduğunda, bu kavram akıllarda daha net oturabilir.

Yalnızca ekolojik bir tanım değil

 ‘Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak’ olarak kısaca özetlenebilecek olan sürdürülebilirlik kavramı, son zamanlarda sıkça her sözcüğün başına getirilmeye başlandı. Her sektör sürdürülebilir olma ve bu doğrultuşa üretim/tüketim yapma anlamında gereken adımları atmaya başlıyor. Özellikle yarınları güvenceye almayı taahhüt eden sigortacılık sektörü için de sürdürülebilir olmak konusu gündemde. Sigortacılık sektörü paydaşları hem sürdürülebilirlik alanında bilinç yaratmak hem de kendi iş süreçlerini bu ilkelere bağlı yürütebilmek için girişimlere başlamış durumda. Sigortacılıkta sürdürülebilirliği yakalamak gerçekten mümkün mü ve şirket bazında neler yapılıyor, sektör paydaşlarına sorduk…