Untitled Document
Image

Kurum Misyonunu Geleceğe Hazırlamak

1900’lü yılların başında insanların daha hızlı gitmek için, daha hızlı atlara ihtiyaçları olduğu düşünülürken, Henry Ford otomobilleri seri üretim hattına taşıdı.

1870’li yıllarda daha fazla aydınlanmak isteyenler daha çok mum ve kandil yakarken, Thomas Edison ampulü gündelik hayata sokarak yaşam biçimini değiştirdi. Bunların hepsi üçüncü kutuya dönük bir zihniyetin sonucuydu. 1976 yılında Muhammed Yunus’un  kendisine Nobel kazandıran önderliğinde kurulan ve mikro finans kredisi vererek dünyanın en büyük bankalarından birine dönüşen Grameen Bank böyle bir düşüncenin ürünüdür.

Üçüncü kutunun modern temsilcisi Tesla

Bugün otomobil alanında yaptığı yeniliklerle tanıdığımız Tesla’nın kuruluş amacı bir grup idealist mühendisin dünyada fosil yakıt tüketiminden kaynaklanan kirliliği azaltma girişimi. Onlar bu ideallerinin arkasında bir iş fırsatının da olabileceğini düşünüp 2005  yılında Tesla’yı kurdular.

Tesla’dan önce elektrikli araba denemeleri yeterince başarılı olmamıştı. Çünkü akü arabada bagaj bölmesini neredeyse bütünüyle kaplıyor, 150 km içinde şarj edilmesi gerekiyor, araba çok ağır hızlanıyor ve yüksek hıza çıkamıyordu. Ayrıca elektrikli şarj istasyonları çok azdı, benzin istasyonları bu hizmeti vermeye istekli değildi. Bütün bu sınırlamalar kullanılmakta olan nikel kadmiyum GM EV1 modeli akü teknolojisi için geçerliydi. Oysa gelişimine katkıda bulundukları Lityum İyon teknolojisi ile üretilen aküler, arabaların bir şarj ile 400 km gitmesine, yüksek ilk hıza ulaşmasına, neredeyse kağıt kalınlığında yapılarak arabanın altına serildiği için hiç yer kaplamamasına imkan sağladı. Ayrıca arabaların evde şarj edilmesini sağlayacak düzenekler geliştirildi. Böylece ortaya çıkan sonuç özellikle spor arabaların korkulu rüyası oldu.

Tesla ekibi 2005 yılında çalışmaya başladıkları zaman iş kolunu bilmedikleri için otomotiv endüstrisi tarafından ciddiye alınmadı. Ancak onlar iş kolunu bilmemenin avantajlarını kullandılar. Örneğin arabalarda çok sayıda düğme olması endüstrinin tercih ettiği bir uygulamaydı. Teslacılar bütün düğmeleri ve kontrol fonksiyonlarını temasla çalışan (touch screen) ekranlara yerleştirdiler. Ayrıca teknolojide sağlanan gelişmelerin bu ekranlara indirilmesini sağlayarak, düğme ile yönetilen arabaların ulaşamayacağı bir üstünlük elde ettiler. Tüketiciler endüstrinin deneyimli çok bilmişlerinin aksine bu gelişmelere hem hızlı uyum sağladılar, hem de bunları tercih ettiler.

Bugün Tesla, Nevada Çölü’nde dünyanın Boing’ten sonra en büyük ikinci “gigafactory” adını verdikleri üretim tesisini kurdu. Burada 2020 yılına kadar, yılda 500 bin Tesla arabasına yetecek ölçüde 50 GWh üretim yapmayı planlıyor. Fabrika bütünüyle yenilenebilir enerji ve sıfır karbon emisyonu ile çalışıyor. Tesla ürettiği baterilerle sadece arabalara hizmet vermekle kalmıyor, damlara yerleştireceği kiremit benzeri baterilerle binaların tüm elektrik ihtiyacını doğal yollardan karşılıyor ve bunu yaygınlaştırıyor. 

Straubel yaptığı sunuşu, Suudi Arabistan’ın eski Petrol Bakanı Şeyh Yamani’nin “Taş devri taş bittiği için kapanmadı. Benzer şekilde petrol çağı da petrol bittiği için kapanmayacak” sözünü hatırlatarak bitirdi. Böylece on mühendisin 2005 yılında, “fosil yakıt tüketiminden kaynaklanan kirliliği azaltmak” misyonuyla başlayan yolculuğu bugün gerçekleşme yolunda büyük adımlarla ilerliyor.

Sonuç

Bugünü yarına taşımak, 2027 yılı için rekabet edecek olmak değildir. Bu zihniyet  sadece iş hayatı için değil, kişisel hayat planları için de geçerlidir. Kendinize soracağınız soru şu olmalıdır. “On yıl sonra varmak istediğim yerde olmak için bugün ne yapıyorum?” Her gün düzenli egzersiz yapmanın bugüne yararı o kadar azdır ki, bunu fark etmek çok zordur. Ancak bu alışkanlık on yıl sonra sağlıklı olmayı kolaylaştırır.