Untitled Document
Image

KRİZDE LİDERLİK

Düzenli toplumlar, kahramanlara ihtiyaç olmadan da düzenlerini koruyup sürdürebilir. Yeterince organize olamamış toplumlar ve topluluklar ise, birçok konuyu düzene koymak ve sıçrama yapmak için bir kahramana ihtiyaç duyar.

Başarı en üstteki liderin vizyonu ve verdiği enerji ile güçlenen derece derece alt kademede olanların göstereceği liderlik davranışıyla elde edilir. Bir savaş sırasında gerekli olan, askerlerin yönetilmesi değil, askerlere liderlik edilmesi ve onların her düzeyde göstereceği liderlik davranışıdır. En küçük askerlik birimi olan mangada bile askerler, ancak liderlik özelliğine sahip olan kişilerin fikir olarak arkasında, beden olarak da önünde mücadeleye ve savaşa yürürler ve kendi liderlik davranışlarını sergilerler. Bir lider ikna eder, ilham verir, harekete geçirir.

Tarihteki meydan savaşlarının yerini günümüzde ekonomik savaşlar almıştır. Kurumları yöneten ve liderlik konumunda olanlar, bir krizi gerçekten liderlik özelliklerini göstermek için bir fırsat olarak görmeleri gerekir. Bunun için zayıf kişilerin yaptığı gibi kabuklarına çekilmek ve günü geçiştirmeye çalışmak yerine, birlikte çalıştıkları kişilerin potansiyellerini harekete geçirmek için yollar açmalı, onları dinlemeli ve konfor alanlarının dışına çıkacak sorumluluklar vermelidir.

Liderlik davranışı sorumluluk almayı ve inisiyatif kullanmayı içerir. İnisiyatif kullanmak, başlatmak, sürdürmek ve sonuçlandırmaktır. Bunun sonucunda liderlik davranışı gösteren kişi çevresini etkiler ve kalıcı etki doğurur.

Son dönemde yaşadığımız sıkışma ve daralma sürecinde her kurumda gerçek bir lidere ihtiyaç duyuluyor. Ancak kurumu bu durumdan tek başına bir liderin çekip çıkartması mümkün değildir. Bunun için Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi her düzeyde çalışanın liderlik davranışı göstermesi gerekir. Bu davranışlar; risk almak, köklü değişiklik için harekete geçmek, şartları gerçekçi değerlendirmek ve kendini güçlü bir şekilde ifade etmektir. Kısacası daha önce işaret ettiğimiz gibi etkilemek ve sonucu değiştirmektir.

Değerler Birleştirir

Paylaşılan değerler güven oluştur ve böylece ortak paydayı paylaşan bir topluluk bilinci meydana gelmesini sağlar. Bir topluluğun gücü, o topluluğu oluşturan bireylerin paylaştıkları ortak değerlere olan bağlılığı ile ölçülür. Çünkü ortak değerler yoksa insanlar birbirine aldırmaz, birbirlerinin sorun ve dertlerine kayıtsız kalır, “kim haklı?” veya “kimin suçu?” tartışmalarının içinde kaybolur. Bu nedenle ortak değerleri paylaşmayan topluluklar enerjilerini, dedikodu ve komplo senaryolarının oluşturduğu kargaşa içinde kullanır ve yaşadıkları sıkıntıyı ağırlaştırırlar.

Bir ekibin kalitesi zor zamanlarda ortaya çıkar. İyi ekipler zor zamanlarda birbirine destek olur. Bunu sağlayacak olan da yukarda işaret ettiğimiz sağlam bir değer sistemidir. Değerler düzen sağlar, itibar kazandırır ve kararlar için pusula görevi görür. Güçlü bir değer sistemine sahip olmayan topluluklar kurban rolü oynamayı seçerler. “Benim elimden ne gelir?” zihniyeti koşullara teslim olmayı ve başına geleni kabullenmeyi kaçınılmaz kılar. Oysa hayatının kontrolunu eline alma iradesini gösterenler kendi kaderlerini kendileri belirler. Tıpkı Nelson Mandela’ya atfedilen ancak W.Ernest Henley’in, “Ben kendi kaderimin efendisi ve ruhumun kaptanıyım” sözünde olduğu gibi. Liderin en temel görevi kurum içinde değer sistemini oluşturmak ve yaşatmaktır. Bunun için de kriz öncesi dönemde bu konuya yatırım yapılış olması gerekir.

Sonuç

Bir ülkede ekonomik kriz olması için bankaların batması, Merkez Bankası’ndaki dövizin tükenmesi, kamu memurlarının maaşlarının ödenememesi ve kambiyo rejiminin değişmesi gerekir. İçinde bulunduğumuz koşullarda bunların hiç birisi söz konusu değildir. İyimserlik sorunları çözmez, ancak kötümserlik sorunları içinden çıkılmaz hale getirir. Bu nedenle ülkemizin önünü açacak bu zor günlerde birbirimize destek olmak, çok çalışmak, olumlu tutumumuzu korumak ve çevreye yaymak her zamankinden büyük önem kazanmıştır. Sahip olduklarımızı düşünmek, bunlar arasındaki iyiyi, güzeli, doğruyu görmek ve dile getirmek; daha sonra kötüleri, olumsuzları ve yanlışları düzeltmek için güç ve cesaret verecektir. Bütün bu nedenlerle bir toplulukta potansiyelin ortaya çıkması için liderin birleştiriciliği büyük önem taşır