“Anadolu Sigorta olarak biz de bu doğrultuda çalışmalarımızı geliştiriyor, iklim değişikliği üzerinde kendi operasyonlarımızdan doğan etkileri yönetmenin yanı sıra, müşterilerimizin de iklim risklerini daha etkin biçimde yönetebilmesine geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerle destek veriyoruz”
Dünya Ekonomik Forumu risk raporunda en olası 10 riskin ilk sırasında son üç yıldır ekstrem hava olayları yer alıyor.
Ekstrem hava olaylarına yol açan küresel iklim değişikliği, sigortacılık sektöründe, daha çok risk analizi çalışmalarına yön veriyor. Anadolu Sigorta olarak biz de günümüzün önde gelen küresel sorunlarından biri olarak değerlendirdiğimiz iklim değişikliği ile mücadele konusunda sigortacılık sektörünün önemli bir rol üstlenebileceğini düşünüyoruz. Bu rolün temel niteliği, sigortacılık sektörünün özüne dayanan risk değerlendirme ve yönetme kültürü ışığında, iklim değişikliğinden doğan risklerin yönetiminde ve ortadan kaldırılmasında başta sanayi kuruluşları olmak üzere iş dünyasının geneline iş ortaklığı yapabilme kapasitesidir. Küresel iklim değişikliği, global sigortacılık sektöründe, ekstrem hava olayları risklerine karşı teminatlar içeren parametrik ticari sigorta ürünleri geliştirilmesine ve parametrik sigortacılık alanında girişimcilik yönelimlerine yol açarken, ülkemizde sigortacılık sektöründe bu hususta risk analizleri, teminatlarda iyileştirme ve ürün geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Anadolu Sigorta olarak biz de bu doğrultuda çalışmalarımızı geliştiriyor, iklim değişikliği üzerinde kendi operasyonlarımızdan doğan etkileri yönetmenin yanı sıra, müşterilerimizin de iklim risklerini daha etkin biçimde yönetebilmesine geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerle destek veriyoruz.
2017 yılının üçüncü çeyreğinde başlayan ve 2018 yılı boyunca global ölçekte devam eden doğal afet hasarlarının Türkiye’de sigortacılık sektörüne kapasite veya sigorta şartları açısından büyük ölçekte etkisi olmamıştır. Ancak, 2018 yılının ikinci yarısından itibaren kur ve faiz oranı artışının yanı sıra, yatırımlarda ve ekonomik büyümedeki yavaşlama sigorta sektöründe daralmaya yol açmıştır. Bu olumsuzluklara rağmen piyasada süregelen rekabetin de etkisiyle poliçe primlerinde düşüş ve şartlarda genişlemeler gözlenmiştir. (http://www.millire.com/Reasuror.html Sayı 112)
Özellikle iklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha fazla hissedilmesi nedeniyle sel, dolu, fırtına, su havzalarında, deniz seviyelerinde muhtemel değişiklik ve bu tarz riskleri tespit edici uygulamalara yönelik ihtiyaç artmaktadır. Bu alanlardaki hasar taleplerinde son yıllarda kayda değer artış gözlenmektedir. Bu nedenle, risk tespitlerinin doğruluk derecesi ile orantılı ve daha özelleştirilmiş belirlenen primler önem kazanmıştır. Risklerin etkilerinin, primlerin genel aralığına yayılmaktansa riziko ile orantılı olarak belirlenmesi her primin daha doğru elde edilmesini mümkün kılacaktır. Bu nedenle risk seçiminde geleneksel risklerin yanında meteorolojik riskler gibi iklim değişikliğinden doğan etkilerin de yer alması ve risk algısına entegre edilmesi önem kazanmıştır.
Anadolu Sigorta olarak biz de bu alanda müşterilerimizin iklim değişikliği risklerini daha etkin biçimde yönetebilmek adına risk tespit yöntemlerimizi yeni gerekliliklere göre güncelliyoruz. Bu uygulamalarımızdan en belirgini arasında, sel ve yer kayması risklerinin yönetilmesinde kullandığımız risk haritalarının güncellenmesine yönelik projemiz bulunuyor. Bu proje kapsamında üniversitelerle birlikte çalışarak bilimsel yöntemlere dayanan risk haritaları geliştirdik. Risk haritalandırma çalışmamızın kapsamını genişleterek projemize devam ediyoruz. Raporlama döneminde yeni risk haritalarımızın kullanımını, coğrafi kapsam olarak yangın portföyümüzün yaklaşık %60’ını kapsama alacak şekilde genişlettik. Raporlama döneminde yaşanılan hasarlardan yola çıkarak yapılan hesaplamalarla risk haritalarımızın doğruluk derecesinde %92 oranına ulaştık. 2019 yılı içinde coğrafi kapsamımızı %75’e genişletmeyi hedefliyoruz.
Küresel iklim değişikliğini ve etkilerini kavrayan, sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiğimizde gerek operasyon faaliyetlerine gerek sunduğu ürün ve hizmetlere proaktif stratejiler ile yön veren sigorta şirketleri sektörde ayakta kalmaya devam edecekler. Ekonomik kaygıların da ötesinde artık etkileri gözle görünür olan küresel iklim değişikliği sürecinin en azından yavaşlatılması için sorumluluk almak ve farkındalık yaratmak hepimizin görevi.
İklim değişikliği ve çevre konularına bakışımız, Anadolu Sigorta Çevre ve İklim Değişikliği Politikası ile iki ana boyutta şekilleniyor. Bu boyutlardan ilki, Anadolu Sigorta’nın operasyon süreçlerinden doğan etkiler. Bunlar, şirket operasyonlarının çeşitli noktalarında ortaya çıkan enerji tüketimi, su tüketimi, - başta kâğıt olmak üzere - malzeme tüketimi ve tüketimden kaynaklanan katı atık, hava ve sera gazı emisyonudur. Anadolu Sigorta olarak, uluslararası sigortacılıkta referans gösterilen bir şirket olma vizyonu ile küresel iklim değişikliğine karşı mücadelemizi, operasyon süreçlerimizi sürekli olarak iyileştirerek sürdürülebilir kılıyoruz. Dijitalleşme çalışmalarıyla geliştirdiğimiz iş süreçlerimizle kâğıtsız sigortacılık alanında da önemli bir ilerleme kaydettik. Yıl içerisinde yaptığımız çalışmalarla kişi başı kâğıt tüketimini bir önceki yıla kıyasla 25 kg’den 22 kg’ye düşürdük. Acentelerimizde de benzer bir gelişme sağlayarak acente başı poliçe kâğıt tüketimini 32 kg’den 26 kg’ye düşürdük. İklim değişikliğiyle mücadele politikamızın operasyonel bölümünü oluşturan enerji verimliliği çalışmalarıyla yıl içinde 799 GJ enerji tasarrufu sağladık.
2018 yılında, çalışan başına enerji tüketimimizi %5,2; çalışan başına sera gazı emisyonumuzu %16,8 azalttık. İklime karşı sorumlu iş modellerini benimseyen kuruluşların çözüm ortağı olmaya özen gösteriyoruz. Buna yönelik geliştirilen, düşük karbon ekonomisine geçiş uygulamasına da destek veriyoruz.
Sigorta ve reasürans alanında faaliyet gösteren köklü bir şirket olarak temel görevimiz, müşterilerimizin risk yönetim süreçlerinde bir iş ortağı olarak, bu risklerden zarar görmelerini engellemektir. Anadolu Sigorta olarak sunduğumuz ürün ve hizmetlerin müşteriler ve toplum geneli açısından çevre ve iklim değişikliği risklerini azaltmadaki rolü de bu konudaki stratejik yönelimlerimizin diğer bir ana boyutunu oluşturuyor. Bu bağlamda çevre ve iklimin korunmasını; tüm operasyonel faaliyetlerimizi, ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarımızı, yatırım faaliyetlerimizi ve toplumsal sorumluluk uygulamalarımızı kapsayacak şekilde, karar ve uygulama süreçlerinin bir parçası ve sürekli gelişim alanı olarak değerlendiriyoruz.
Anadolu Sigorta olarak, gerek kurum içi faaliyetlerinde, gerekse sunduğumuz ürün ve hizmetlerinde, bugünün ihtiyaçlarına, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da gözeterek yanıt verebilme ilkesini benimsiyoruz.